22 Temmuz 2014

Doctor Zhivago

Boris Pasternak'ın aynı adlı romanından uyarlanmış bir eser Doktor Jivago. Pasternak eseri 1957 yılında kaleme aldıktan sonra eserin Rusya'da basılmasına izin verilmiyor. Eser 1958 yılında İtalya'da basılıyor ve aynı yıl yazar kaleme almış olduğu ilk eseriyle Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülüyor.

Tabi bu noktada kafalarda soru işaretleri oluşmuyor değil. Özellikle yazarın Nobel Edebiyat Ödülü'nü almasında CIA'in parmağının olduğu söylentileri de ayyuka çıkıyor. David Lean ise 1965'te kitabı beyaz perdeye uyarlıyor. 

3,5 saat uzunluğundaki bu kapsamlı epik filmde Ömer Şerif, Julie Christie, Geraldine Chaplin, Rod Steiger, Alec Guinness ve Tom Courtenay filmde başrolleri paylaşmışlardır. David Lean nasıl ki 1962 yılında Arabistanlı lavrenceyi insanın içini yakan sıcak çöllerde çektiyse, bu filmi de insanı donduran Rusya’nın acı soğuğunda çekip, iki eserin tema ve iklim açısından zıtlıkla birleştiriyor, aralarında gizli ortak bir nokta yaratıyor. 


3,5 saat uzunluğundaki bu kapsamlı epik filmde Ömer Şerif, Julie Christie, Geraldine Chaplin, Rod Steiger, Alec Guinness ve Tom Courtenay filmde başrolleri paylaşmışlardır. David Lean nasıl ki 1962 yılında Arabistanlı lavrenceyi insanın içini yakan sıcak çöllerde çektiyse, bu filmi de insanı donduran Rusya’nın acı soğuğunda çekip, iki eserin tema ve iklim açısından zıtlıkla birleştiriyor, aralarında gizli ortak bir nokta yaratıyor. 


Her film konusu, teması perdeye işlenişi ne kadar önemliyse bireysel kanaatimde bence bir filmin en önemli taraflarından biri de filmin müziğidir. öyleki hatıramızda yer bırakan çoook önemli filmleri hatırladıkça müzik tınıları kulağımızda çalınır sanki işte doktor jivagonun halen daha kulağımızda tınılayan o güzel müziğini ise David Lean in yönetmenliğini yapmış olduğu arabistanlı lavrencenin ve 1975 yılı yapımı İslam peygamberi Muhammed'in hayatını ve İslam'ın doğuşun anlatan Çağrı filminin müziğini çölde 2 ay tek başına kalarak yapan Maurice Jarre'dır.

19 Temmuz 2014

Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak

Hani bizim memleketimizde alaylı mektepli ayrımı vardır ya hep, işte bu ayrımı net bir şekilde sinema ve televizyon dünyasında da görürüz. Sinema dünyasında bunun en keskin örneklerinden biri Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filminin yönetmeni toprağı bol olsun Ahmet Uluçay'dır.



Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde bir köyde doğup, kendi imkanlarıyla film yapıp festivallere katılan Ahmet Uluçay aslında sinema tutkusunun ne demek olduğunu bize en iyi anlatan bu işin alaylılarından biridir.


Karpuz Kapuğundan Gemiler Yapmak’ta Ahmet Uluçay’ın ilk uzun metrajlı kendi öyküsünü anlattığı bir film olarak karşımıza çıkıyor. 2004 yılında vizyona girdiğinde sinema izleyicisi tarafından ilk intiba olarak belki yerel çapta bir film olarak değerlendirilmiş, ancak izlendikten sonra filmin içtenliği, bizden oluşu sinema izleyicisinin gözünde filmi başka bir yere oturtmuştur.

18 Temmuz 2014

Kış Uykusu

Sanırım Tanzimat döneminden beri “Sanat sanat için midir? Sanat halk için midir?” düşünce tarzı vardır. Bu iki fikirden birine katılan herhangi bir şair, edebiyatçı, sinemacı kısa adıyla sanatçı dediğimiz kitle hangi fikre kendini yakın görüyorsa sanat yaşamın o yönde kurgulayıp kendine o şekilde bir yol çizer ki bu yol o sanatçının eserlerine, üslubuna fikri hayatına da bariz bir şekilde yansır.

Sanırım Nuri Bilge Ceylan Sanat yaşamında bugüne kadar yapmış olduğu senaryoları kendine ait olan filmlerde sanat sanat içindir düşüncesini ön planda tutmuş olacak ki filmlerinin uluslararası alanda almış olduğu başarılarla ters orantılı olarak ülkemizde sinema seyircisi filmlerine az ilgi göstermektedir.

Ülkemiz sinemaseverinin yönetmenin filmlerine az ilgi gösterdiği bilinse de Nuri Bilgi Ceylan’ın uluslararası alanda özellikle Cannes film festivallerinde filmlerinin hatırı sayılır başarılara imza attığı bilinen bir gerçektir.


Nitekim başrollerinde Haluk Bilginer, Demet Akbağ ve Melisa Sözen’in  oyunculuklarıyla arz-ı endam ettikleri Kış Uykusu filmi 67 Cannes film festivalinde bilindiği üzere 1982 yılında Şerif Gönen’in yol filminden yıllar sonra “Altın Palmiye” ödülünü almaya hak kazandı.


Yıllardır bir sinema izleyicisi olarak Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmiş olduğu filmleri takip etmekle birlikte son malüm filmi Kış Uykusunu da izlemek 05/07/2014 tarihi itibariyle nasip oldu.

Kapadokyada çekilen 3 saati aşkın bir süre devam eden filmin her anı insanı anlatmak için özel olarak kurgulanmış, perdeye yansıyan her bir görüntü ve dudaklardan dökülen her bir sözcük üzerine uzun uzun düşünülmüş bir film Kış Uykusu. Senaryonun Nuri Bilge Ceylan ve eşi Ebru Ceylan’ın geceler boyu süren tartışmaları neticesinde ortaya çıktığını artık bilmeyen kalmadı.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...